Page 86 - Üçüncü Öğretmen
P. 86
kırsalındaki harika bir bölgede, geleneksel bir sınıflarda öğrencilerin iş istasyonları olan
okula gittim. 1953 doğumluyum, dolayısıyla benim sıralardan.
öğrenciliğimde pek fazla televizyon programı
bulunmuyordu, bilgisayarlar da yoktu. Ama pek “İş istasyonu” kelimesini kullanmanız ilginç.
çok arkadaşım vardı ve öğleden sonraları dışarı Daha önce ise okulları birer işyeri olarak
çıkar, beş saat, yaz mevsimiyse altı saat dışarıda tanımlamıştınız. Bunun sebebi nedir? Okula
gezerdik. Yanımızda yetişkinler olmadığı için, giden çocuklardan ne yapmalarını bekliyoruz?
bize yasak olan pek çok şey de yapıyorduk! Geleceklerine yatırım yapmak için öğrenmelerini.
Ben okula yürüyerek gidip geliyordum; şimdiki Sınavlardan iyi not almalarını. Okulda uslu
çocuklar ise servise biniyor veya aileleri okula durmalarını. Bana kalırsa bu, çoğu insanın ofiste
bırakıyorlar. Ama bugünkü çocuklara kıyasla çok yaptığından daha yoğun bir iş.
daha hareketli olsam da, okulda aynı sorunları
yaşıyordum. Dersin onuncu dakikasından sonra Haklısınız! ABD’de bazı okul sıralarını görme
fırsatım oldu, Avrupa’da
Çalışanlardan verimlilik ve üretkenlik bekleyen kullanılan sıraları da
her ofis, her çalışana ayarlanabilir bir sandalye sağlıyor. biliyorum. Durum
neredeyse aynı:
dikkatim dağılıyordu, konsantre olamıyordum ve Öğrencilerin yüzde 80’inden fazlası, kendi vücut
kıpırdanmaya başlıyordum. Bugün bir biliminsanı ölçülerine uygun olmayan sıralarda oturuyor.
olarak, o sırada vücudumda neler olup bittiğini İnanılır gibi değil! Oysa çalışanlardan verimlilik
biliyorum. Kıpırdanmak, beynimin, beden ve zihin ve üretkenlik bekleyen her ofis, her çalışana
yorgunluğuyla mücadele etmesini sağlıyordu. ayarlanabilir bir sandalye sağlıyor.
Biliminsanları buna doğal ritmik hareketlilik adını
veriyor. Yani bu jimnastik ya da, bir tür spor değil. Peki, çocukların da buna ihtiyaçları olduğunu
kabul etmekte neden tereddüt ediyoruz?
Spor konusunda da çalışmalarınız var. Evet. Burada asıl mesele para. Para ve de çocukların,
Uzmanlığım hareket bilimleri üzerine ve bir yetişkinlerin yaşadıkları sorunları yaşamayacağını,
süreliğine spor alanına da odaklandım. 90’lı yılların kemikleri esnek olduğu için canlarının
başında, bir sınıfla ilgili bir araştırma yapmıştım. yanmayacağını düşünen insanlar. Oysa Avrupa’da
Sınıftaki tüm öğrencilerin, sandalye yerine yapılan araştırmalar, ilkokulun sonuna gelmeden,
jimnastik topları üzerinde oturmalarını istedim. çoğu çocuğun baş ağrılarından şikâyet etmeye
Öğretmen, bazı öğrencileri şöyle tanımlıyordu: başladığını gösteriyor. Aklıma yatmayan nokta
“Yerlerinde duramıyorlar, tipik hiperaktivite ise şu: Yeni mobilya alacak okullar bile gidip
sendromu”. Bu çocukların, dinamik bir şekilde eski, sert sıraları tercih ediyorlar. Lütfen şimdi
oturdukları zaman daha iyi öğrendiklerini gördük. söyleyeceklerimi doğru anlamaya çalışın. Bu
Sağlık için önemli olanın spor yapmaktan ziyade, yapılanın, çocuğa kötü muamele etmekten bir
hareket etmek olduğunu anladık. Günümüzde farkı yok. Burada gerçekçi olmamız gerekiyor;
ebeveynler çocuklarını beyzbol, Amerikan futbolu, bugünkü çocuklar, benim zamanımda olduğu gibi
futbol gibi, bir antrenör gözetiminde yapılan ağaçlara tırmanmayacaklar. Eskiyen mobilyaları
sporlara yolluyorlar; ancak bedensel, zihinsel ve yenilemeniz gerektiğinde, oturan bir vücudun
ruhsal gelişim için hayati önem taşıyan tırmanma hareket ihtiyacını kısıtlayıp engellemek yerine,
ve denge gibi temel aktivitelerin neredeyse buna izin verecek mobilyalar seçin. Hareketlilik
tümüyle unutulduğunu görüyoruz. yaşamdır, yaşam da hareketlilik!
Oldukça geniş ölçekli, sosyokültürel bir sorunu
tanımlıyorsunuz. Okullar bu konuda ne yapabilir?
İşi en basitinden ele almak gerekiyor, yani
84 | HAREKETLİ BEDENLER