Page 83 - Üçüncü Öğretmen
P. 83
İtalyan doktor, eğitimci ve kendi adını alan eğitim metodunun kurucusu
Maria Montessori (1870-1952), çocuk gelişimi ve çocuklara yönelik
eğitim sistemleriyle ilgili teorilerini, engelli çocukları gözlemleyerek
geliştirdi. Uzun ömrü boyunca, her kapasiteden çocukla çalışan
ve gözlem yapan Montessori, kitaplarında, makalelerinde ve
konuşmalarında sayısız kez aynı konuya değindi: aktivitenin, özellikle
fiziksel aktivitenin, öğrenme üzerindeki rolüne. Bu konuda öğreneceğimiz
çok şey olduğuna dair inancı tamdı.
Montessori, ilk kez 1949’da yayımlanan ve halen basılan kitabı The
*
Absorbent Mind’da [Emici Zihin] şöyle diyor: “Zihinsel gelişim söz
konusu olduğunda, ‘Hareketliliğin zihinsel gelişimle ne ilgisi var?’
diye soran pek çok kişi oluyor. Zihinsel faaliyeti düşündüğümüzde,
hareketsiz bir şekilde oturan insanlar hayal ediyoruz. Halbuki zihinsel
gelişim, hareketliliğe bağlıdır. Eğitim teori ve uygulamalarında bu fikrin
benimsenmesi büyük önem taşımaktadır”.
Her geçen gün daha fazla eğitimci, Montessori’nin, “eğitimcinin görevi,
‘çocuğun, hareketsizliği iyi, hareketliliği ise kötüyle ilişkilendirmesi’nin
önüne geçmektir” fikrini savunuyor; ancak bu eğitimcilerin büyük bir
bölümü için kendilerinin çalıştığı ve sorumluluklarındaki çocukların
bulunduğu fiziksel çevrenin bu fikre pek faydası dokunmuyor. Betonla
kaplı okul bahçeleri ve hareketsiz mobilyalar, Montessori’nin yaptığı
uyarının tam aksi yönde bir görüntü çiziyor. Ancak, bu bölümde de
anlatıldığı üzere, umutlar tükenmiş değil. Biliminsanları, araştırmacılar,
tasarımcılar ve yetkililer birlikte çalışarak, Montessori’nin ifadesiyle
“Çocuğun çevresi, hareketliliği ve gelişimi arasında neredeyse
matematiksel bir bağlantı olduğuna” dair yeni kanıtlar sunuyorlar.
* Maria Montessori, Emici Zihin, çev. Okhan Gündüz, Kaknüs, İstanbul 2015.