Page 58 - Üçüncü Öğretmen
P. 58

SÖYLEŞİ
                               SIR KEN ROBINSON

                               YARATICILIK MÜCADELESİ







        Sir Ken Robinson, yaratıcılık, yenilikçilik ve insan kaynaklarının gelişimi
        alanlarında dünya çapında kabul görmüş bir öncü. Faaliyetlerini Los
        Angeles’tan yürüten Robinson, Avrupa ve Asya’daki devletlerle, uluslararası
        kuruluşlarla, Fortune 500 şirketleriyle, kâr amacı gütmeyen kuruluşlarla ve
        dünyanın önde gelen kültür kurumlarından bazılarıyla ortak çalışmalar yaptı.
        Ses getiren makale ve kitapların yazarı olan Robinson’un eserleri arasında,
        Birleşik Krallık hükümeti için kaleme aldığı 1998 tarihli rapor, All Our Futures:
        Creativity, Culture, and Education [Tüm Geleceklerimiz: Yaratıcılık, Kültür ve
        Eğitim] ve yeni kitabı The Element: A New View of Human Capacity [Öz ]
                                                                                      *
        da yer alıyor. Robinson’a göre, gelecekte karşılaşabileceğimiz zorluklara
        göğüs germek için, okulları yaratıcılığımızı geliştirecek şekilde yeniden
        tasarlamalıyız.

        Bildiğimiz anlamıyla okulların belirli bir   Bir profesör, yazar ve danışmansınız, ancak bu
        zamanda, belirli bir amaç için tasarlandığından   gerçeği ilk kez kendi öğrenciliğiniz sırasında fark
        bahsediyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız? Devlet   ettiğinizi söylüyorsunuz. Eğitim hayatınız nasıldı?
        okulları temel olarak 18. ve 19. yüzyıllarda, Sanayi   Okulun bazı yönlerini seviyor olsam da, yapmayı
        Devrimi’nin ihtiyaçlarını karşılamak için ortaya   çok istediğim, ancak fırsat bulamadığım şeyler
        çıktı. Bugünkü eğitim sistemi bu endüstriyel   de vardı. Okulda müzik eğitimi alamadım, çünkü
        modelin çıkarlarını temsil etmekle kalmıyor, onları   benim bölümümün dersleri arasında yoktu.
        benimsiyor da. Öncelikle, bu sistemde çok yoğun   Sanatla ilgilenmek istedim, ancak daha önemli
        bir tektipleşme görülüyor. İkincisi, eğitim modeli   olduğu varsayılan derslerle çakıştığı için, bu da
        aktarım üzerine kurulu. Öğretmenler öğretiyor,   mümkün olmadı. Sonunda öğretmenlerimizden
        öğrenciler öğreniyor. Bu yöntem, çocukların en   birini tiyatro oyunları sahnelemeye ikna
        kayda değer ortak noktaları “üretim tarihleri”ymiş   ettiğimizde 16 yaşıma gelmiştim. Bu, bana
        gibi, yaş gruplarına göre verilen eğitimin en   yepyeni bir kapı açtı. İnsanlarla birlikte çalışmada,
        verimli yöntem olduğu fikriyle pekiştiriliyor. Bu   geleneksel akademik yöntemin ötesinde bir süreç
        eğitim sisteminin üçüncü önemli özelliği ise,   keşfetmemi sağladı.
        konular arasındaki hiyerarşi. Tepede fen bilgisi ve
        matematik var, ardından dil dersleri geliyor, sanat   İngilizce ve tiyatro eğitimi aldım ve öğretmenliğe
        dersleri ise hiyerarşinin en altında yer alıyor.  başladım. O zamanlar sanat çalışmaları, aka-
                                                     demik çalışmalardan daha düşük bir statüde
        Okul binaları da bu sistemin bir yansıması.   değerlendiriliyordu. Bunun sebebini hiç
        Farklı dersler için farklı sınıflar var. Sınıf düze-  anlamıyordum, çünkü bana sorarsanız sanat
        ninde öğrenciler topluca, kendilerine hitap eden   yapmak, sanat tarihi çalışması yapmak kadar
        öğretmene dönük oturuyorlar. Geniş sınav salonları   karmaşık bir işti, roman yazmak ise romanlar
        var. Tam bir fabrika modeli bu.              hakkında yazmaktan bir parça daha zordu.


        * Ken Robinson, Öz, Çev. Kadir Yigitus, Doğan Kitap, İstanbul, 2010.
        56 |  İŞLEYEN ZİHİNLER
   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63