Page 225 - Üçüncü Öğretmen
P. 225

Kitabımızı, Abraham Maslow’un çocuklar da dahil tüm insanların hayatta
            kalmak ve gelişmek için nelere ihtiyacı olduğunu işleyen çığır açıcı

            yapıtından esinlendiğimiz “Temel İhtiyaçlar” başlıklı bölümle açmıştık. Son
            bölümümüzde yine Maslow’un “sahip olduğumuz araçların edindiğimiz
            bilgiyi etkilediği” görüşünden yola çıkıyoruz. Maslow, kariyerine köpek ve
            maymunların davranışlarını inceleyerek başlamış, insanların psikolojik

            süreçlerine dair keşifleriyle iz bırakmış öncü bir biliminsanıydı. Anılarını
            kaleme aldığı kitabında, bu süreçlerin “güvenilir bilgiye ulaşmak için
            kullanılan mevcut düzeneğe” uymadığını açıklamıştır. Maslow’un
            düzenekten kastettiği, 1930’ların bilimsel yöntem ve kavramlarıydı ve bu

            gözlemini, çekiç ve çivi örneğiyle pekiştirmişti.


            Çocukluk yılları, kişisel bilgisayar ve elektronik yardım araçlarının
            yaygınlaşmasından önceye, yani öğrenme araçlarının kurşunkalem ve

            spiralli defterden, tebeşir ve kara tahtadan ibaret olduğu döneme denk
            gelenler, doğal olarak, öğrenmeye tamamen zihinsel bir etkinlik olarak
            bakacaktır; okullara giren teknolojik araçlar onlar için birer oyuncak, süs
            eşyası ya da oyalanma aracıdır. Bilgi çağına ayak uydurmaya çabalayanlar

            ise atölyeleri ve pratik yoluyla elde edilmiş becerileri modası geçmiş ve
            gereksiz bulacak, hepsini bir kenara bırakmak isteyecektir. Okullarımızı
            düzleştiren şey, işte bu çekiç ve çivi benzetmesiyle anlatılan düşünme
            şeklidir. Atölye ve stüdyoları kaldıran pek çok okul, yerlerine koya koya

            şimdiden kullanılmaz hale gelen bilgisayar laboratuvarlarını koydular.


            Önümüzdeki sonbaharda anaokuluna başlayacak bir çocuk ismini
            yazamasa da, internete girmeyi muhtemelen bilecektir. Bu kitabın

            son bölümünde mühendis, girişimci, eğitimci, araştırmacı ve okul
            idarecilerinin öykülerine yer veriliyor. Bu öyküler, öğrenimin kendisinin
            şimdiden yeniden şekillenmiş olduğunu ve artık günümüzün teknolojik
            açıdan gelişmiş öğrencilerine uygun esneklik ve akıcılıkta öğrenme

            ortamları yaratmamız gerektiğini inandırıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
            Bugün bir anaokulu öğrencisinin okulu bitirdiğinde adım atacağı
            dünya hakkında bütün bilebileceğimiz -Maslow’un açıklamasını kendi
            kelimelerimize ifade edecek olursak- bu dünyanın bilgi edinmek için

            bizim hayal edebileceğimizin ötesinde mekanizmalarının olacağıdır.
   220   221   222   223   224   225   226   227   228   229   230