Page 170 - Üçüncü Öğretmen
P. 170

SÖYLEŞİ
                               ANN COOPER

                               OKUL YEMEKHANELERİNE VE
                               ÖĞRENCİLERİN DAMAK TADINA

                              YENİDEN HAYAT VERMEK



        Berkeley Birleşik Okul Bölgesi’nin beslenme hizmetleri direktörü Ann
        Cooper, önceden East Hampton, New York’taki Ross Okulu’nun aşçıbaşı ve
        sağlık ve beslenme departmanı başkanı olarak görev yapıyordu. Cooper
        burada yöresel, organik, mevsimine uygun ve sürdürülebilir öğünlerden
        oluşan çığır açıcı bir gıda programı oluşturmuştu. Geçmişte aşçıbaşı olarak
        Vermont’taki Putney Inn’de çalışan Cooper, Culinary Institute of America
        [Amerikan Mutfak Enstitüsü] mezunu. Lunch Lessons: Changing the Way We
        Feed Our Children [Öğle Yemeği Dersleri: Çocuklarımızı Besleme Şeklimizi
        Değiştirmek] adlı eserin de aralarında bulunduğu çok sayıda kitabın yazarı.
        Yaptığımız bu söyleşide sebze bahçelerini, ev yemeklerini ve tüm okullarda
        yemekhane olması gerektiğini hararetle savunuyor ve bunların nasıl
        gereklilik değil de lüks gibi algılanmaya başladığını açıklıyor.


        Yemekçi kadınlardan el aldığınızı söylüyorsunuz. Peki,   Bu manzara, okullarda gıda ve beslenmenin rolü
        ABD’nin ilk yemekçi kadınları kimlerdi? Tam olarak   hakkında size ne düşündürmüştü? Sert bir ifade
        emin değilim. Sanırım yemek pişirmeyi hem fazladan   olabilir, ama kimsenin çok da takmadığını gördüm!
        biraz para kazandıran hem de çocuklar okuldan   Zaten, Okul Yemek Programı da İkinci Dünya
        geldiğinde evde olma imkânı sağlayan bir uğraşı gibi   Savaşı için bedenen sağlıklı yeterli sayıda asker
        gören annelerdi. Bu kadınlar profesyonel aşçı değil,   olmaması yüzünden başlatılmıştı. Askerlerin sağlıksız
        yalnızca yemek yapan annelerdi; pişirdikleri yemekler   olmalarının sebebi yanlış beslenmeydi. Hükümet,
        de annelerin pişireceği türdendi.            okullardaki çocukları savaşa sokabilmek için daha
                                                     iyi beslemeleri gerektiğinin farkına vardı; bir yandan
        Çalıştıkları mutfaklar neye benziyordu sizce? Ulusal   da, tüm iyi niyetiyle, çiftçileri de desteklemeye gayret
        Okul Yemek Programı’nın başladığı dönemden, yani   ediyordu. Aradan geçen 25 yıldan sonra, artık son
        bundan yaklaşık altmış sene öncesinden bahsediyoruz.   demlerini yaşamaya başlayan yemekçi kadınların ve
        1940’ların ve 50’lerin mutfaklarını gözünüzün önüne   tüm araç gerecin emekliye ayrılma vakti gelmişti.
        getirin, hepimiz resimlerini görmüşüzdür.    Okulların ise yeni yemekçi kadınlar yetiştirmeye ya
                                                     da araç gereç teminine yatırım yapacak bütçeleri
        Peki, 2005’te, Berkeley Birleşik Okul Bölgesi’nin   yoktu. Buzdolaplarının iyice yaygınlaştığı ve işlenmiş
        mutfağına ilk geldiğinizde karşılaştığınız manzaradan   gıdaların yükselişe geçtiği dönemlerdi. İşlenmiş gıda
        biraz bahsedebilir misiniz? Karman çorman bir merkezi   üreten büyük şirketler devreye girerek, “Baksanıza;
        mutfakları vardı. Ocağı yoktu. Sadece iki fırın, birkaç   ne ekipmana ihtiyacınız var ne de eğitimli personele.
        buzdolabı vardı. Boşalan teneke kutuları öğütmek için   Alın size tavuk kroket!” dedi. Yaşadığımız çöküş, işte
        bir alet ve dondurulmuş kutular için bir açacak vardı.   o noktada başladı. Teknolojiye ve işlenmiş gıdalara
        Ama yemek yoktu. Çoğu okul gibi, onlar da yemek   düşkün bir ülke olup çıktık. Okullar ise konuya yalnızca
        pişirmeyi 25-30 yıl önce bırakmışlardı; mutfağa giren   bir kâr-zarar meselesi olarak bakıyorlardı; ne de olsa,
        her gıda maddesi ya işlenmiş ya da dondurulmuştu.  bu yöntem “daha kolay, daha güvenli ve daha ucuz”du.





        168 |  DUYULAR ALEMİ
   165   166   167   168   169   170   171   172   173   174   175