Page 141 - Üçüncü Öğretmen
P. 141
Avrupalılar Amerika kıtalarına ayak basmadan çok önce, kıtanın
yerli halklarının kendilerine ait bir yönetim ve karar alma sistemleri
vardı. Günümüzde kuzeydoğu ABD olarak bilinen bölgede yaşayan,
Fransızların İrokua Konfederasyonu olarak adlandırdığı altı İlk Millet,
şeflerinin yasa koyarken şu üç noktaya dikkat etmesini beklerdi:
Verilecek kararın barışa, çevreye ve gelecek yedi nesle etkisine.
Bu anlayış, Amerika’nın İlk Milletlerinin geleneklerine olan ilginin
yeniden canlanması ve de çevresel etkileri göz önüne almamız
gerektiği inancının yükselmesiyle, sürdürülebilirlik hareketi için bir
ilham kaynağı haline geldi.
Biz, aynı anlayışın sürdürülebilir okul hareketine de ilham olmasını
öneriyoruz. İnsan yapımı çevrenin yol açtığı karbon emisyonunda okul
binalarının payı büyük. Bu binaların çoğu halen, akıllı tasarıma gereken
önemi vermiyor. Binalar enerji israfına yol açacak, çevreyi kirletecek,
çocukların doğayla bağlarını koparacak şekillerde inşa ediliyor. Alttan
alta, sürdürülebilirliğin zorunluluk değil de yalnızca bir seçenek olduğu,
doğal çevreyi umursamamanın hoş görülebileceği fikrini işliyorlar.
Bu bölümde, çevreciler ve sürdürülebilirlik savunucusu tasarımcıların
yanı sıra öğrenciler, veliler ve yöneticiler de, sürdürülebilir okulların ne
kadar acil bir ihtiyaç olduğunu vurguluyorlar. Bunu yaparken, ekonomik,
eğitsel, çevresel ve ahlaki pek çok sebep öne sürüyorlar. Altı Milletten
birinin lideri olan Cayuga Ayı Kabilesi’nin annesi Carol Jacobs’ın 1995’te
Birleşmiş Milletler’de söylediği şu sözleri hatırlayalım: “Biz gelecek
nesillere ‘yoldaki yüzler’ deriz. Bize Atalarımız şunu öğretti: Gelecekteki
çocuklarınızın yüzlerini yağan yağmurda görebilirsiniz; o nedenle
toprağa özenle, onların yüzleri üzerinde yürüdüğünüzü düşünerek
basın”.