Page 111 - Üçüncü Öğretmen
P. 111
Eğitim üzerine, John Dewey (1859-1952) olmadan yazılmış bir kitap
eksik kalırdı. Vizyoner bir filozof, eğitimci ve toplum eleştirmeni olan
Dewey yaşamın pek çok yönü hakkında yazmış olsa da, bugün en
çok eğitime dair görüşleriyle, eğitimi konu edinen kitap ve projeleriyle
anılıyor. Dewey’in ifadesiyle, “Eğitim, toplumsal ilerleme ve reforma
giden temel yoldur”.
Dewey’in “Pedagojiye Dair İnancım” başlıklı bildirgesi, 21. yüzyıl okuru
için hem heyecan verici hem de sarsıcı olabilir. Heyecan vericidir; çünkü
eğitimde neden reform gerektiğini son derece açık ve ikna edici bir
biçimde anlatır. Sarsıcıdır; çünkü onun ilerici reformu, günümüzden 100
yıl önce tasarlanmıştır. Dewey’e göre eğitimin
başarısız olmasının başlıca sebebi, okulun toplumsal yaşamın hakiki ve
hayati bir unsuru olduğu gerçeğinin göz ardı edilmesi; yalnızca derslerin
öğrenildiği ve alışkanlıkların geliştirildiği bir yer olarak ele alınmasıdır.
“Böylece,” der Dewey, “okul çocuğun yaşam tecrübesinin bir parçası
olma vasfını ve gerçek bir eğitim sağlama imkânını kaybeder.”
Muhtemelen kulağa epey tanıdık geliyor. Uzun otoyollar; sınırlı
zamanlar; esneklik sağlamayan alanlar; ve en önemlisi okulların
pek çok yolla toplumsal ekosistemin bir parçası olabileceğini, olması
gerektiğini, böylelikle sadece öğrencilere değil, topluma da fayda
sağlayacağı gerçeğini görmezden gelen bir yanlış bakış açısı… Dewey’in
hayıflandığı gibi, bunların hepsi okulları, parçaları olmaları gereken
toplumdan uzaklaştırıyor.
Bu bölümde, okul-toplum ortak varlığını geliştirmeye yönelik
stratejilerden oluşmuş küçük, ancak ilham verici bir derleme
bulacaksınız. Dünyanın dört bir yanından ebeveynler, eğitimciler
ve tasarımcılar, bizlerle kısa öykülerini, kanıtlarını ve fikirlerini
paylaşacaklar. Yaşam kadar esaslı, unsurları yaşamdakiler kadar
birbiriyle bağlantılı okullar planlamanın, tasarlamanın ve inşa etmenin
önemi ve gerekliliği, onların ifadeleri sayesinde gözler önüne serilecek.