Page 32 - Üçüncü Öğretmen
P. 32
SÖYLEŞİ
RAFFI
ÇOCUĞA SAYGI DUYMAK
Raffi Cavoukian’ı milyonlarca insan Raffi olarak tanıyor. Bir nesil onun
klasikleşen “Baby Beluga” şarkısını dinleyerek büyüdü. Bu ünlü Kanadalı
ozan, eskiden “İngilizce konuşulan ülkelerdeki en popüler çocuk
şarkısının yazarı” olarak anılıyordu. Kanada Nişanı ve Birleşmiş Milletler
Çevresel Başarı Ödülü’nü kazanan Raffi, pek çok sivil toplum kuruluşuyla
birlikte çalışıyor ve bugün bir “dünya ozanı” olarak, biz ve bizden sonraki
kuşaklara yaşanabilir bir gelecek sağlamak için, çocuk dostu bir dünya
yaratmaya çabalıyor. Raffi aynı zamanda, insanı, kültürü ve gezegeni bir
arada ele alan Çocuğa Saygı felsefesinin de kurucusu. Yakın zamanda
Club of Budapast’e* [Budapeşte Kulübü] kabul edilen Raffi, çocuklara
faydalı olmak için okulları ve çocukların içinde bulundukları tüm
ortamları, sağlıklı ve güvenli bir hale getirmemiz gerektiğini savunuyor.
Bir çocuk şarkıcısından çocuk hakları düsturu, yalnızca fiziksel cezalardan ibaret değil,
savunucusuna dönüştünüz. Doktorların “Önce, çok daha geniş kapsamlı bir yaklaşım. Yazdığım
zarar verme” yeminini, çocuklara yaklaşımımızda Saygı Akdi’ndeki** çocuklara saygı duymakla ilgili
da benimsememiz gerektiğini söylüyorsunuz. Sizce dokuz prensip, çocuklara uygun eğitim ortamları
neden bir yemine ihtiyaç var? Ancak gençlere saygı tasarlarken de geçerli olmalı.
gösteren bir toplum insancıl, barışçıl ve sürdürülebilir
bir kültür yaratabilir. Kimliklerine saygı gösterilmeyen Prensiplerinizden biri “güvenli ortam”. Bu,
ve değer verilmeyen gençler büyüdüklerinde kendi çocuklara saygıya nasıl bir katkıda bulunuyor?
benliklerine yabancılaşır ve ihtiyaç duydukları bağları Güvenli ortam prensibindeki “ortam” kelimesi,
yanlış şekillerde kurmaya çalışırlar. yalnızca fiziksel çevremizdeki hava, su ve topraktan
ibaret değil. Birçok farklı ortamda bulunuyoruz. Aile
Yani şu anda toplum olarak çocuklara zarar ortamı, eğitim ortamı, iş ortamı; hatta pazar yeri bile
verdiğimizi mi söylüyorsunuz? Çocuklara saygı bir ortam. “Bir çocuğu yetiştirmek için koca bir köy
göstermeyen bir toplum olduğumuz, çocuklara hak lazım” sözünü duymuşsunuzdur. İdeal bir “köy”de,
ettikleri değeri vermediğimiz için, evet, bana kalırsa yani çocuklara saygı prensiplerinden biri olan “ilgili
istemeden de olsa onlara zarar veriyoruz. Çocukları bir topluluk”ta, ortamların tümü güvenli olmalı.
fiziksel olarak cezalandırmanın yanlış olduğunu,
kabul edilebilir olmadığını söyleyen bir kültürel Güvenli eğitim ortamını tanımlar mısınız? Okullarda
anlayışımız bile yok. Fiziksel cezanın halen yasalarca olması gereken nitelikleri saydım. Öncellikle
suç sayılmadığı yerler bile var. Bu verilebilecek eğlenceli ve saygı duyulan yerler olmalı; merak
örneklerden yalnızca biri. “Önce, zarar verme” uyandırmalı, çocukların kendi başlarına veya birlikte
* 1993’te Ervin László’nun kurduğu, kültürel araştırmalar yapan uluslararası bir organizasyon.
** www.raffinews.com
30 | TEMEL İHTİYAÇLAR

