• Türkiye’nin geleceği, gençlerimiz için
  • Sağlıklı bir toplum için
  • Bilim, kültür ve sanatın hizmetinde
  • Eğitimde fırsat eşitliği için
  • Toplumsal dayanışmaya destek

AJANDA

GLOSSOLALA

Arter
4 Ağustos 2024'e kadar

Farz Et Ki Sen Yoksun

Arter
29 Aralık 2024'e kadar

Büyümüş de Küçülmüş

Sadberk Hanım Müzesi
30 Haziran 2024'e kadar

Mâzîden Âtîye Zarâfet

Abdülmecid Efendi Köşkü
29 Ekim 2024'e kadar

Göz alabildiğine İstanbul

Meşher
20 Eylül 2023-26 Mayıs 2024
Haberler

Prof. Dr. Mehmet Toner 18. Vehbi Koç Ödülü’nün Sahibi Oldu

Vehbi Koç Vakfı tarafından, insanların yaşam kalitesinin artırılmasına katkıda bulunan kişi ve kurumları teşvik etmek amacıyla her yıl kültür, eğitim ve sağlık alanlarından birine verilen Vehbi Koç Ödülü bu yıl, “Sağlık” alanında çığır açan çalışmalarıyla Prof. Dr. Mehmet Toner’in oldu.

Ödül töreni, Koç Ailesi üyelerinin, konukların ve basın mensuplarının katılımıyla 25 Şubat 2019 Pazartesi akşamı gerçekleştirildi. Vehbi Koç Vakfı’nın 50’nci kuruluş yıldönümü vesilesi ile Ödül Töreni’nde sunuculuk görevlerini VKV Koç Okulu’ndan on birinci sınıf öğrencileri Zeynep Sezgin ve Can Karatosun, Van Koç Ortaokulu’ndan beşinci sınıf öğrencileri Erdem Kurak ve Melike Zühre Kök ile Koç Üniversitesi’nde Anadolu Bursiyeri olarak eğitim gören Tıp Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi Özgül Tanış ve son sınıf öğrencisi Kubilay Kaymaz üstlendiler. Zeynep Sezgin ve Can Karatosun törenin açılışını yaparken, keman ve gitarları ile Fazıl Say’ın “Kumru” isimli bestesini icra ettiler.

Vehbi Koç Ödülü’nün bu yılki sahibi, Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil başkanlığında, Prof. Dr. Hakan Örer, Prof. Dr. Mehmet Öztürk ve Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu’ndan oluşan Seçici Kurul tarafından, 3 aday arasından seçildi. Prof. Dr. Mehmet Toner’e ödülünü Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç takdim etti.

“Vehbi Koç Vakfı memleketimizdeki hayırseverlere ilham verip, örnek oldu.”
Ödül töreninde konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, “Bugün ‘İnsanlığa ve bilime hizmet üstüme vazife’ diyen çok seçkin bir bilim insanını ödüllendiriyoruz.” diyerek konuşmasını başlattı. Ömer M. Koç, “Seçici Kurulumuzun kendisi için yazdığı gerekçenin son paragrafını izninizle okumak istiyorum: Kendisinin çok önemli bir özelliği bu başarılı çizgisinde en üst düzey etik ve bilimsel ahlak örneği olarak görülmesi, sıradışı bir iş birliği ortağı olması ve bugüne kadar 200’den fazla genç araştırmacının yetişmesi ve bağımsız kariyerleri için verdiği destektir.” diye sözlerine devam etti.

“Kanseri kronik bir hastalığa dönüştüreceğiz ve yakından takip edebileceğiz.”
Prof. Dr. Mehmet Toner, geliştirdiği mikroçipler ile kandaki kanserli hücrelerin çok kısa bir süre içinde teşhis edilmesini sağlarken, kanser tedavisinde insanlığa umut olacak yeni çözümlerin üretilmesine olanak tanıyor. Ödül töreninde ekrana gelen belgeselde çalışmalarını anlatan Prof. Dr. Mehmet Toner, “Kandaki bilgiyi daha iyi okudukça teşhis edemeyeceğimiz ve tedavisini uygulayamayacağımız hastalık kalmayacak.” dedi.

Geliştirdiği mikroçip teknolojileri ile milyarlarca kan hücresi arasından tek bir kanser hücresinin 1 saat gibi kısa bir süre içinde tespit edilmesini sağlayan Prof. Dr. Toner, kanser teşhisi ve tedavisi alanında insanlığa umut olacak yeni tedavi çözümlerinin üretilmesine olanak sağladı. Mehmet Taner, törende gösterimi yapılan kısa tanıtım filminin ardından ilham verici bir konuşma yaptı. Vehbi Koç Ödülü’ne layık görülmesinden dolayı gurur duyduğunu belirten Taner, “Çocukluğumuzda Vehbi Bey’in hikâyelerine ve onun yaptıklarına imrenerek büyüdük ve onun gibi olmak isteyen insanlar olduk . Vehbi Koç Ödülü’nü almak bir Türk olarak benim için büyük gurur kaynağı.” dedi. 

Prof. Dr. Mehmet Taner hakkında hazırlanan kısa tanıtım filmini izlemek için tıklayın.

Ödül sitesini incelemek için tıklayın. 

Prof. Dr. Mehmet Toner hakkında
Lisans derecesini İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği bölümünden aldıktan sonra yüksek lisans ve doktora çalışmalarını Makine Mühendisliği ve Medikal Mühendislik alanlarında tamamlayan Mehmet Toner, Biyomühendislik alanındaki faaliyetlerini takiben bağımsız kariyerine Harvard Üniversitesi’nde başladı.  Prof. Toner hâlihazırda Biyomühendislik alanında, Helen Andrus Benedict Profesörü olarak Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesinde ve Harvard - MIT ortaklığında kurulan Sağlık Bilimleri ve Teknoloji Biriminde görev yapıyor, aynı zamanda Massachusetts General Hastanesi Cerrahi Bölümünde, Mikrosistemler Biyomühendisliği Kaynak Merkezi Direktörlüğü’nü yürütüyor.

Mehmet Toner’in çalışmaları birbiri ile bağlantılı üç temel alanda hem temel mekanizmalar hem de uygulamalar açısından, evrensel bilime çok önemli ve ileri düzey katkılarda bulunmuştur. Bunlardan birincisi, kariyerinin ilk yıllarından itibaren uzmanlaştığı “kryoprezervasyon”, yani doku ve organların düşük sıcaklıkta dondurulması ve korunması alanı; ikincisi, canlı hücre ve sentetik malzemelerin üç boyutlu ve fonksiyonel organizasyonu ile “yapay organ” oluşturulması alanı; üçüncüsü ise mikro ve nano ölçekte “biyomühendislik teknolojilerinin geliştirilmesi” ve kritik uygulamalarının gerçekleştirilmesi alanıdır.  Her üç alanda da Prof. Toner dünyanın en önemli dergilerinde yayınlanmış pek çok buluş yapmış ve bu çalışmalar, sırasıyla insan yumurta ve sperm dondurulması ve doku korunması, yapay karaciğer ve kanser alanlarında hem endüstride hem de klinik tıp alanında üzerinde yoğun olarak çalışılan ve bir kısmı da uygulamaya geçmiş teknolojilerin temelini oluşturmuştur. 

Prof. Toner çalışmalarıyla Biyomühendislik YC Fung Fakülte Ödülü (1994), Whitaker Vakfı Özel Fırsat Ödülü (1995), Massachusetts General Hospital Kanser Merkezi Ödülü (2008), Amerikan Kanser Araştırma Derneği (AACR) Takım Ödülü (2010) gibi pek çok prestijli ödüle layık görülmüştür.

Prof. Toner'in araştırmaları Ulusal Sağlık Enstitüsü (NIH), Ulusal Bilim Vakfı (NSF), çeşitli vakıflar, Hollywood ve ilaç şirketleri (Johnson and Johnson) tarafından finanse edilmektedir ve şu ana kadar 200 milyon ABD dolarının üzerinde akademik araştırma fonu çekmeyi başarmıştır. Prof. Toner, Girişim Sermayesi desteği ile de birçok şirketin kuruculuğunu yapmıştır ve halen bu alanda faaliyetlerini de sürdürmektedir.